28 Şubat 2014 Cuma

BÖĞÜRTLENLİ SOĞUK CHEESECAKE


Kursumuzda cheesecake haftasıydı geçtiğimiz hafta. Bir pişen, bir de pişmeyen cheesecake yaptık. Bugün size pişmeyeni anlatıp, kendim denediğimde de pişeni anlatmak istiyorum. Ben derin dondurucu da durup duran böğürtleni değerlendirmek adına çilekli yapmayı istemedim. Ayrıca gene dondurucumda yenilmeyen, çekip derin dondurucuya attığım kurabiyeleri taban olarak kullandım. Bu defa kurabiyeleri yemeden önce 20 dakika fırınladım. Daha önce yaptığım Limon Soslu Cheesecake'de tabanı fırınlamadığım için pişman olduğumu anlatmıştım. Fırınlamak gerçekten lezzeti çok değiştirdi. Ben aşağıda Burçak'lı tarifi veriyorum. Eğer çilekli yapmak isterseniz hazırladığınız kremanın üzerine dilim dilim kestiğiniz çilekleri dizin ve bir paket tarifine göre jöleyi hazırlayın. Çok bekletmeden jöleyi dökün ve sertleşene kadar buzdolabında tutun.


Ben bir de Zeynep'in pembe tutkusu yüzünden ara kremayı çilekli jöle kullanarak pembe bir cheesecake yapmak istedim. İstediğim gibi de oldu ağzına peynir koymayan kızım en azından ince bir dilim olsa da yedi.

Bu cheesecake yaz için çok ideal olacağına inandığım bir tat oldu. Tabiri caizse çok fresh, hafif ve basit yapımı ile başarılı bir tatlı, tavsiye ederim.


Malzemeler:

Bisküvili taban için:

2 paket Eti Burçak bisküvi
50 gr tereyağ

Ara kreması için:

200 gr tatlı lor
1 paket krem şanti
1 bardak süt
180 ml sıcak su
1 paket çilekli jöle

Böğürtlen sos için:

1 bardak böğürtlen ( ben dondurulmuş kullandım )
1 bardak su ( 150 ml'lik )
1\2 su bardağı toz şeker
1 silme yemek kaşığı nişasta


Öncelik böğürtlenlerin üzerine şekeri ekleyin ve suyunu salması için bir kenarda bekletin.

Tabanı için bisküvileri elinizle ya da mutfak robotunda un gibi ufalayın. Oda sıcaklığındaki tereyağı üzerine ekleyin ve beraber hamur haline gelene kadar yoğurun. Yağladığınız kelepçeli kalıba bastırıp sıkıştırmak suretiyle yerleştirin. Ara kremayı hazırlarken tabanınız sizi buzdolabında beklesin.

Krem şantiyi usulüne uygun bir bardak sütle çırpın arkasından loru da ekleyip pürüzsüz bir kıvam olana kadar iyice çırpın. Bu arada sıcak suyun içinde jöleyi eritin ve bunu da ılıkken karışımın içine katın. Buzdolabına kaldırın ve en az 4 saat dinlendirin.

Böğürtlenli sos için şekerli böğürtleni ve bir bardak suyu, biraz suyla ( 2-3 yemek kaşığı ) açtığınız nişastayla beraber küçük bir tencereye alın ve devamlı karıştırarak kaynatın. Bir miktar böğürtleni cheesecake'inizin üzerine dizin. Kalan karışımı blenderla çekin. Böğürtlenin sert çekirdeklerinden rahatsız oluyorsanız bir elekten geçirebilirsiniz. Ben bu defa üşendim ama bir dahaki sefere kesinlikle elemeyi düşünüyorum.


Hafif ılık iken, çırptığınız sosu buzdolabından çıkardığınız cheesecake'in üzerine nazikçe dökün. tekrar buzdolabında 1 saat kadar dinlendirin ve servis zamanı kalıbından çıkartın. Eğer önceden yapıp sosun iyice sertleşmesi için mümkünse 1 gece bekletirseniz ben de olduğu gibi sosunuzda akma olmaz.


23 Şubat 2014 Pazar

KARAKÖY POĞAÇA

Daha önce de bahsettiğim link vermeyle ilgili sorunlarımı çözümledim diye sevinirken, nasıl olduğunu anlayamadığım bir nedenden ötürü çilekli mus tarifim "puf" diye yok oldu. Nasıl olduğunu anlatamıyorum çünkü ben de sebebini anlayamadım. Linklerimi tekrar düzenlerken bastığım bir geri alma tuşuyla yayın yok oldu. Yani anlayacağınız bu yazıyı aslında biraz isteksiz yazıyorum. Daha önce de başıma gelen yaptığım bir şeker hamurlu pastanın fotoğraflarını yanlışlıkla silmem, eşiminde bunların işi bitmiştir diye geri dönüşüm kutusunu silmesi moralimi alt üst etmişti. Bu ikincisi yani, Allah üçüncüden korusun ne diyelim...

Bugün bir pastane poğaçası olan Karaköy Poğaçası var sırada. Kursta öğrendiğimiz, orjinalinde Alba Yağı kullanılan bir poğaça. Alba yağı pastanelerde kullanılan su ihtiva etmeyen margarinden bile zararlı olan bir yağ türü imiş. Evde henüz denemedim ama sınıfımızda margarinle deneyenler sonuçtan memnun kalmış. Ben tereyağ ile yaparım ve yaptığımda da buraya yazarım. Siz de dilediğinizi kullanabilirsiniz.


Malzemeler:

2 su bardağı yoğurt ( oda sıcaklığında )
1 paket yaş maya
2 yumurta ( sarıları üzerine )
1 .5 su bardağı alba yada tereyağ (eritilmiş )
1.5 su bardağı sıvıyağ
2 tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar un

İçi İçin:

400 gr beyaz peynir


Mayayı yoğurdun içinde ezerek eritin. Kalan malzemeleri de ekleyip ele yapışmayan ama yumuşak bir hamur elde edene kadar un ekleyin. Ilık bir yerde mayalanmaya bırakın.


Mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar kopartın. Bastırarak içine 1 tatlı kaşığı kadar beyaz peynirden koyup tekrar yuvarlayın. Yumurta sarılarını birkaç damla suyla açı. Yuvarlanan hamurların üzerine yumurta sarılarına sürdüğünüz çatalla artı şeklinde şekiller yapın. 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirin.


20 Şubat 2014 Perşembe

ZEYTİNLİ EKMEK

Kahvaltılarda olmazsa olmaz diye bir şey varsa, o da zeytindir benim için... Zeytinsiz bir kahvaltı düşünemem, özellikle de siyah zeytinsiz bir kahvaltıya oturmak bile istemem desem olur hani. Peynir olmazsa idare ederim, reçeldir, baldır hiç aramam ama bide güzelse, bir kase dolusu tirilye zeytini ekmeksiz bile afiyetle çerez niyetine yiyebilirim.

Bugün tarifini vereceğim ekmek de benim favorilerimden oluyor. Aslında tam da ekmek denemez poğaça desek daha doğru olur herhalde. Sabah kahvaltıda tazeyken nefis oluyor ama inanın akşama ya da ertesi güne bile gayet keyifli yenebiliyor. Eğer yapmak istiyorsanız, sabah da yetiştiremem derseniz akşamdan mayalayın, şekil verin serin bir yerde sabaha kadar beklesin. Ben buzdolabında bekletiyorum ve daha elimi yüzümü yıkamadan dışarı çıkartıp oda ısısına gelmesini bekliyorum ve ardından fırınlıyorum. Kahvaltı hazır olana kadar hazır oluyor. Sadece fırından çıktıktan sonra bir 10 dakika temiz bir beze sarıp bekletirseniz ekmek içini çekip daha lezzetli oluyor.


Malzemeler:

1 su bardağı ılık su
1\2 su bardağı erimiş tereyağ
1\2 su bardağı zeytinyağ
2 tatlı kaşığı tuz
1 paket yaş maya ya da 1 paket instant maya
aldığı kadar un
üzeri için çörek otu, susam, keten tohumu, haşhaş vb.

İçi İçin:

Bir kase çekirdeği çıkartılmış ve doğranmış zeytin

Hamuru için yaş mayayı ılık suyun içinde eritin. Geniş bir kabın içine 2 su bardağı kadar un koyun. Ortasına içinde mayayı erittiğiniz suyu  ve yağlarınızı dökün. Unun üzerine tuzu serpin. Unlardan yavaş yavaş alarak yoğurmaya başlayın elinize yapışmayan ama yumuşak bir hamur elde edene kadar un ilave ederek yoğurun. Ilık bir yerde üzeri örtülü olarak oda ısısına göre yaklaşık bir saat, hamur iki katı büyüklüğünde kabarana kadar bekleyin.


Hamur mayalandığında tezgahı hafif unlayarak merdane yardımıyla yarım santim kalınlığında açın. Zeytini hamurun kenarına yayın ve hamuru rulo yapın. Uç kısımları altta kalacak şekilde yağlanmış baton kalıbınıza yerleştirin. Eğer un yüzünden yapışmazsa suyla hafif ıslatabilirsiniz.200 derecede üzeri altın renginden hafif kahverengiye dönene kadar pişirin. Piştikten sonra temiz bir havluya sarıp en az 10 dakika dinlendirin.


Eğer kalıbınız yoksa yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine de yerleştirebilirsiniz. Benim kalıbımda bu ölçüden iki tane ekmeğim çıkıyor. Siz de eğer iki ekmeği yapmak istiyorsanız, kalan hamuru da aynı işlemleri uygulayarak fırın tepsisinde pişirebilirsiniz. Eğer hemen yapmak istemezseniz strech filme sarıp derin dondurucuya atabilir, kullanmadan bir gece evvel buzdolabının soğutucu kısmına indirip, sabah oda sıcaklığına gelmesi için dışarı çıkartın. Daha sonra aynı sırayı uygulayarak fırınlayabilirsiniz.


18 Şubat 2014 Salı

KURABİYEKOKUYOR 1 YAŞINDA- KUSKUS SALATASI


Buna inanamıyorum desem inanır mısınız? Öyle bir anda gelişen bir kararla atılmış bir adımın 1 senedir aksamadan gelebildiğine, 196 tarifl ve 53 bine yakın tıklama almasına inanın çok şaşırıyorum. Belki bu rakamlar 1 senelik bir blog için çok az olabilir ama benim için hiç de azımsanamayacak kadar fazla. Hele ki son zamanlarda aldığım yorumlar ve diğer blog yazarı arkadaşlarla iletişim haline geçebilmek bu bir yılın son demlerinde beni daha da şevklendirdi. Neden derseniz, bir ara gerçekten ne yapıyorum ben yaa... bunun sonu nedir ki??? yap yap yap, çocukları uyut, yaz yaz yaz!!! yeter artık deyip deyip gene de kendimi klavyenin karşısında yazarken buluyordum. Ama bir gün nihayete erecek diyordum. Bazen de daha önce yaptığım bütün tarifler boşa gitmiş keşke fotoğraf çekseymişim de şimdi yazardım diye geçiriyordum içimden, sanki şimdi yaptıklarımı yazma işini bitirmişim gibi:)  Biraz dramatik bir kutlama konuşması oldu galiba, neyse bence kapatalım bu konuyu...

Oldum olası farklı ama lezzetli şeyler yapmayı sevmişimdir. Her zaman bu tarz şeyler denediğim için bir çok hüsran tarifle de karşılaştım. Ama şimdi tarifi görür görmez, sonucun iyi veya kötü olabileceğini çok çok daha az bir yanılma payıyla kestirebiliyorum galiba. Zaten bu yüzden yazılarımı okuyanlar da bu hüsranı yaşamasınlar diye tariflerimi dikkatli seçerek yapıyorum ve yazarken uygun cümleler seçmeye çalışıyorum. Aldığım tüm yemek dergileri, kestiğim gazete küpürleri, tv programları hala boş vakitlerimin vazgeçilmez demirbaşları...

Bugün için bir pasta ya da değişik bir tarif yokmuydu bu da ne? dediniz şimdi eminim... ama bu denk geldi desem bütün dürüstlüğümle...Zaten bu salata da benim en çok yaptığım salatalardan biridir. Sevgili arkadaşım Burcu'nun spesyaliydi aslında, yılını yanlış hatırlamıyorsam eğer 2000 yılında  beni bu salatayla o tanıştırdı. Yapımı son derece kolay ve lezzetli bir salata, içine istediğinizi koyabileceğiniz ufku geniş bir salata türü anlayacağınız:)


Malzemeler:

1\2 paket kuskus makarna
4 büyük boy sosis
bir küçük kase kornişon turşu
bir küçük kase mısır
2 dal taze soğan
1\2 demet dereotu
yoğurt
mayonez

Makarnayı bol tuzlu suda haşlayın. Haşlanırken içine sosisleri de atıp 2 dakika haşlayıp çıkartın. Taze soğan, turşu ve haşlanmış sosisleri küp küp doğrayın. Dereotunu ince ince kıyın. Süzülmüş ve soğumuş kuskuslarınıza bütün malzemeleri ekleyin. Yeteri kadar yoğurt ve mayonezi de ekledikten sonra karıştırın. Beklediği zaman yoğurdu biraz çekebilir böyle bir durumda servisten önce biraz daha yoğurt ekleyin.

14 Şubat 2014 Cuma

KESTANE PANDİSPANYALI PASTA



 Dünkü yayınımda anlattığım kestaneli pandispanyanın pastaya dönüşmüş hali. Dışını krem şantiyle süsleme yapmak istediğim için, içine ben pastacı kreması kullandım bu defa...Pastayı üç kata ayırdım.Pastacı kremasına benmaride erittiğim 80 gr bitter çikolatayı koydum ve özleşene kadar çırptım.


Üzerine bir paket krem şantiyi bir bardaktan bir parmak az üstle hazırlayıp sıvadım. Artanı da sıkma torbasına doldurdum ve süsledim. Biraz buzdolabında beklettim. Üzerine hazırladığın parlak sosu döktüm. Tarifi aşağıda...


Kestaneleri pastacı kremasına koyduğum benmaride erittiğim çikolatalara batırdım ve yağlı kağıdın üzerinde buzdolabında soğuttum. Bir miktar çikolatayı kaşıkla yağlı kağıda gelişi güzel sıvadım onu da süslemede pastaya batırmak için dondurdum.


Şeker hamurundan hazırladığım kalbi kürdana batırıp, pasta hazır olunca çikolatalar ve kestanelerle pastayı süsledim.

Parlak Sos:

25 gr kakao ( 1 paket )
50 ml süt kreması
50 ml su
80 gr şeker
1 tepeleme tatlı kaşığı toz jelatin

Jelatini bir kasenin içine serpin. Üzerini geçecek kadar su ekleyin ve bir kenara alın. Kalan bütün malzemeyi çırpıcıyla karıştırın. Mikro dalgada 30 saniyede bir çıkartıp karıştırın. İyice ısınıp parmağınız giremeyeceği bir sıcaklığa ulaşmalı, bu da yaklaşık 3 defada oluyor. Yeterli sıcaklığa gelmiş olan kabınızı çıkartın ve şişmiş olan jelatini ekleyin ve tekrar karıştırın. Bir gece buzdolabında bekletin. Kullanmadan önce buzdolabından çıkartıp mikro dalgada 30 saniye ısıtmanız yeterli. Tekrar karıştırıp pastanızın üzerine dökebilirsiniz.


13 Şubat 2014 Perşembe

KESTANELİ PANDİSPANYA

Eğer ki benim gibi kestaneli pastalara bayılıyorsanız bu pandispanyayla bir pasta yapmayı mutlaka ama mutlaka denemelisiniz. Arasına koyacağınız sade bir krem şantiyle bile muazzam bir lezzet yakalayabilirsiniz. İçinde hiç un olmadığı gibi, çatalın kremaya değmesiyle beraber köpük gibi kesilebilen bir pasta.



Biraz önce de dediğim gibi içinde hiç un yok, bu yüzden hassas bir kek. Kalıptan ilk çıktığında keki ilk gördüğünüz an bir hüsran yaşayabilirsiniz ama bu sizi ürkütmesin. Biraz bıçak darbesiyle çıkıntıları, biraz krema dolgusuyla boşlukları doldurabilirsiniz.

Bu tarifi Kibele'nin Mutfağı'nda gördükten sonra hemen denedim. Evde olan kestanelerin bir kısmını fırında çocuklar için közleyip kalanını haşladım. Tarifte kabartma tozu olmaması beni biraz düşündürdü aslında. Ama dediğim gibi kestaneyi çok seven bizim aile için, içinde un olmaması falan beni çok cezbetti.

Pandispanyanın ilk halini görünce olmadı galiba dedim. Hafif de olsa, klasik pandispanyalarda hiç başıma gelmeyen bir çökme oldu. Acaba içi çiğ mi kaldı diye kontrol ettim, çiğ olmadığını anlayınca tarifin orjinalinin kalanını uyguladım. Sonuç çok çok güzeldi. Bunu muhakkak paylaşmalıyım dedim ve tekrar kestane alarak hemen ikinci tecrübemi sizinle paylaşıyorum. İlkini niye paylaşmadın derseniz üzerine dökülen çikolatalı sosu hafif sıcakken dökmem gerekliyken ben o sıcaklığı tam ayarlayamadım sanırım ve krema pastanın üzerinde düzgün durmadı. Hal böyle olunca bende doğal olarak fotoğraflayamadım. Bugün pandipanyasının tarifini, yarın da bitmiş halini vermek istiyorum.

Diğer bir sorun da galiba ilkinde bardakları dolu dolu yapmadığım için kestane unu da az geldi sanıyorum. Çünkü ikincisinde çökme çok daha az oldu. 200 ml'lik bardak kullanıyorsanız dolu dolu olsun, 150 ml'lik bardak kullanıyorsanız tepeleme olsun bardağınız... Ben ölçüyü kestaneleri çektikten sonra baz aldım...

Orjinalinde şeker ölçüsü 1 su bardağı, ama ilkinde kestanem tatlı olduğu halde bana şekeri biraz az geldi. Bu defa 1.5 su bardağı kullanarak yaptım. Böyle bana daha iyi oldu o yüzden size bu ölçüyü yazıyorum.

Link verme konusunda problem yaşadığım için yararlandığım blogların linklerini veremiyorum bilgisi olan ya da aynı sorunu yaşayan biri varsa bana yardımcı olursa sevinirim....

Malzemeler:

3 su bardağı dolusu  haşlanmış kabukları soyulmuş kestane ( 1 kg kadar )
5 yumurta
1.5 su bardağı pudra şekeri
1 çimdik tuz
1 paket vanilya ( ben kullanmadım )


Kestaneleri önce yıkayın ardından üzerlerine çizik atın. Üzerini geçecek kadar tencereye su ekleyin ve yumuşayıncaya kadar haşlayın. İçine kürdan batırdığınızda rahat giriyorsa yumuşamış demektir. Yumuşayan kestanelerin dış kabuklarını ve iç kabuklarını soyarak temizleyin. Burada 1 cümleyle anlatılıyor ama epeyce uğraştıran kısmı işte burası. Bu kısmı atlatırsanız pandispanya yapmak işin en kolay kısmı oluyor.

Yumurtaların sarılarını ve beyazların ayırın. Önce yumurta sarılarını şekerle beraber rengi beyazlayana kadar çırpın. İçine kestane püresini koyduktan sonra tekrar karışana kadar çırpın ve bir kenara ayırın.


Yumurta beyazlarını bir çimdik tuzla beraber kar gibi olana kadar çırpın. Yumurta sarılı karışımın içine katın ve spatulayla yuvarlak hareketlerle söndürmeden karıştırın. Varsa 22 cm'lik kalıbınızın içine dökün. Çok büyük bir kalıp kullanmayın ama... 170 derecede yaklaşık 40 dakika içine soktuğunuz kürdan temiz çıkana kadar pişirin.


Pişen keki tel ızgaranın üzerine çıkartın ve soğuyana kadar bekletin. Daha rahat katlara ayırmak istiyorsanız, strech filme sararak buzdolabında bir gece dinlendirin.

11 Şubat 2014 Salı

AMONYAK SODALI PASTA


Daha yeni evliyken çok moda olan (sene 2000) Giz 4 dakikayı çok yapmışlığım vardır. Hatırlayanlar bilirler hiç öyle 4 dakikalık bir iş değildi hani. Biz de zaten aramızda ona Giz 40 dakika derdik. Neyse işte, ona benzeyen diskler oluşuyor bu pastada elinizde. Sanki biraz daha pişse petit beure bisküvi olacak gibi...

Bu amonyak sodası-tuzu nedir diye ufak bir araştırma yaptım ama çok net bilgiler bulamadım. Pastacılıkta kullanıldığını, karbonat, kabartma tozu gibi hamur kabartmakta diğer kabartıcılara oranla daha çok tutulduğunu yazmışlar. Pişerken çıkan gaz kekin duvarlarına çarparak çıkarak tamamen kekten ayrılıyormuş fakat karbonatta kalan eser miktardaki tad ise hafif bir acımsılık bırakıyormuş. 


Bana çok farklı geldi nedense bu pastayı yapmak. Diğer pastalara oranla yapımı çok basit ve sonuç da gayet başarılı bence. Yumurta beyazı iyi çırpıldı mı ? Pandispanya iyi kabardı mı ? Katlara düzgün ayrıldı mı? gibi sorunlar olmuyor bu hamuru hazırlarken. Belki daha yumuşak kek isteyenler şurupla bisküvileri ıslatabilirler ama bence ona da gerek yok. Nereden bulabilirim derseniz her aktarda pastacılık ta kullanılan amonyak sodası adıyla satılıyor. Paketi 1 lira, sanırım 50 gr kadar ve o da size epey bir süre yeter.

Bu pastayı yapmanın tek handikapı pişerken hatta paketi açtığınız anda başlayan o keskin mi keskin amonyak kokusu. Bir de ola ki fırını çalışırken açıp bütün o kokuyu içinize çekerseniz, bütün gün o koku burnunuzdan gitmiyor maalesef. O yüzden şimdiden söyleyeyim fırını açarken sakın o havayı solumayın ve şöyle bir kenara çekilin. Bu koku ne kokusu, ne kokusu diye düşünürken çok kuaförde işi olmayan ben tabii bir anda anımsayamadım ama o gün yanımda olan yeğenim saç boyası kokusu dediği an evet yaa... dediğimi hatırlıyorum :)) Esra'nın ölmeyiz demi ?? sorusu üzerine araştırmamı genişlettim zaten. Eskiden hanımlar hep kullanırmış ama ben hiç rast gelmedim demek ki, ya da belki de ne olduğunu bilmeden yedim gitti. Haaa... hamur piştiğinde o kokuya dair hiç bir şey kalmıyor, kedi dili tarzında bir bisküviniz oluyor elinizde.

Amonyağın kokuyu yayarak hamurdan çıkabilmesi için ince hamurlu tariflerde kullanılmalıymış. Yani kek kurabiye tarzı hamur işlerine uygun bir madde değil bu amonyak denen şey...

Ben bu tarifi Fatoş'un Mutfak Günlüğün'de gördüğümden beri denemek istediğim bir tarifti. Fatoş arkadaşımız da çok övmüş bu tarifi ama bir türlü Kemeraltı'na gidip aktarıma uğrama şansı bulamadığım için bugüne kaldı. Bence herkes, özellikle "evde ben pasta yapamam" diyenler  bu pastayı denesinler.

Ara krema olarak ben pastacı kreması kullandım, ben aşağıda orjinal tarifini veriyorum ama siz dilediğiniz bir kremayı kullanabilirsiniz.


Malzemeler:

1 kahve fincanı erimiş tereyağ
1 kahve fincanı süt
1 kahve fincanı şeker
2 yumurta
1 silme yemek kaşığı amonyak sodası
aldığı kadar un

Kreması İçin:

1 litre süt
3 yumurta
1.5 su bardağı toz şeker
4 çorba kaşığı un
4 çorba kaşığı nişasta
125 gr tereyağ ( altı kapatıldıktan sonra eklenecek )

Üzeri İçin:

1 paket çikolatalı krem şanti ( elimde olmadığı için ben sade kullandım )
1 paket (80 gr) bitter çikolata


Hamuru için gerekli bütün malzemeleri karıştırın ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin. Hamuru altı bezeye ayırın. Ben beş bezeye ayırdım, deneyenler kalınlığı tam olmuş dediler ama bana göre biraz kalın oldu. Kalınlık resimde görünüyor siz de beze sayısını kendinize göre belirleyin.

Fatoş Hanım pişirdikten sonra kenarlarından keserek düzeltmiş pastayı. Ben de belki en başta düzgün kalıpla kesersem sonradan düzeltme işi olmaz diyerek önce kalıpla kestim ama aktarma işinde hamurun şekli deforme oldu.


Bu defa iki yağlı kağıdın arasında açıp sonra kalıpla kestim ve hamuru ellemeden yağlı kağıdı fırın tepsisine aktardım. Kalıbım 22 cm'lik olduğu için tepsiye iki tane sığdı. Böylece üç defada bisküvilerim hazır oldular. Yalnız hamurları mümkün olduğunca ince açın çünkü gördüğünüz gibi çok kabarıyor. 200 derecede 12-15 dakika pembeleşene kadar pişirin. Eğer fırınınız altını iyi pişirmiyorsa dikkatlice çevirin ve tersini de pembeleşene kadar pişirin.


Kalın olması lezzetine çok etki etmiyor ama medovik pasta gibi katları ince ince olursa sanki daha şık duracaktı gibime geldi...


Krema malzemelerini tencereye alın ve kaynayıncaya kadar karıştırın. Ocağın altını kapattıktan sonra tereyağı ekleyin ve mikserle çırparak kremayı havalandırın. Aralarına çilek, muz, çikolata vb. koyabilirsiniz.

Üzeri için krem şantiye paketin üzerindeki tarife göre çırpıp hazırlayın. Çikolatayı benmaride eritip, ılınınca krem şantiye ekleyin ve beraber çırpın. 10 dakika kadar buzdolabında soğumasını bekleyin. pastanın her tarafını kremayla sıvayın. Kalan kısmını sıkma torbasına doldurun ve dilediğiniz gibi süsleyin.

9 Şubat 2014 Pazar

DIZMANA BÖREĞİ


Fark ettim ki tatlıları ardı arkasına sıralamışım gene bu ara. Dızmana da köşe de öylece duruyor. Öyle güzel bir lezzeti nasıl atladım ben diye bugünkü pasta tarifimi elimin tersiyle  hemen kenara şöyle bir itivermişim. Haaa, pasta kötümü idi demeyin o da nefis ama dızmana çok bekledi sırasını. Kahvaltılarınıza sıcak sıcak hazır hale getirebilirseniz ev eşrafı duruma bayılacaktır garanti ederim. Sadece kahvaltılara mı? Arkadaş toplantılarına da, beş çaylarına da hepsine hepsine...


Malzemeler:

1 paket yaşmaya ( ya da 1 paket instant maya )
2 su bardağı ılık süt
1 su bardağı ılık su
1 çay bardağı sıvıyağ
1 tatlı kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı tuz
aldığı kadar un

Üzeri İçin:

1 yumurta
100 gr erimiş tereyağ
2 tatlı kaşığı tuz
3 yemek kaşığı sıvıyağ
6 yemek kaşığı yoğurt
üzerine serpmek için, çörek otu, susam ya da haşhaş

Üç bardak kadar unun geniş bir kaba alın. Bir bardak ılık suyun içinde mayayı ve şekeri eritin. Unun ortasını havuz gibi açıp maya köpürmeye başlamadan ortasına suyu dökün. Suyun üzerini unla kapatın 10 dakika kadar bekletin. Ununuzda çatlamalar olunca diğer tüm malzemeleri de ekleyip hamuru yoğurun. Yumuşak bir hamur olana kadar un ekleyin. Mayalanması için bir saat kadar ılık bir ortamda üstü kapalı bir şekilde bekletin.


Mayalanan hamuru dört bezeye ayırın. Her bezeyi rulo yaparak iki parmak kalınlığında kesin. yağladığınız yuvarlak tepsinize boşluk kalmayacak şekilde yerleştirin ki soslar hamurların üzerinde kalıp tepsinize akmasın. Ruloların kestiğiniz kısımları yukarı baksın ve de elinizin üç parmağıyla her parçaya oyuklar açın. Soslar bu oyuklara yerleşmeli.


Sos için gerekli olan bütün malzemeleri iyice çırpın ve hamurların üzerine eşit olarak dökün.


Üzerine haşhaş vb. serpin. 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirin. Tamamen kızarmasını beklemeyin, aralarda beyazlıklar kalabilir, yakabilirsiniz. İlk sıcaklığı çıktıktan sonra ılık olarak servis edin.


8 Şubat 2014 Cumartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ PASTASI-MUZLU, BÖĞÜRTLENLİ


Geçtiğimiz günlerden kalma bir pasta. Yani anlayacağınız sevgililer günü için yapmadım bunu, ama adının Sevgililer Günü Pastası koymam yakın zamanda kapımızda olan bu gün için uygun olur gibi geldi. Bugünü evde kutlamayı düşünenler için bir fikir de olabilir. Çok da karışık bir yapımı yok. Aslında tamamen evde arta kalan malzemeleri değerlendirmek için ortaya çıkmış kendi şeklini kendi oluşturmuş bir pasta... Nasıl yani???



Anlatmaya çalışayım. Sadece pandispanyayı hazırlayıp, hiç yapmadığım bir şey aslında ama iç ve dış kreması olarak hazır pasta kreması kullandım. Esra'nın meyveli pastasından artan biraz kremam ve böğürtlenim vardı onları yeni bir pastayla değerlendireyim diye yaptım bunu. Pastacı kreması için yumurtam da yoktu. Bende evde durup duran hazır paketlerdeki pasta kremasını da değerlendiririm hem de bütün artanlar değerlenir diye hemi de evin tatlı ihtiyacı karşılanmış olur diyerek son altı yumurtamla pandispanya yapımına giriştim.


Pandispanyayı bir gün önceden hazırlayın derim ya hep bu defa aynı gün içinde hazırladım ve patlara ayırdım. Kara orman pastadaki pandispanyayı kullandım. Hiç de düşündüğüm kadar zor olmadı ayırması aslında. Öyle güzel kabardı ki bi de tam altı pata ayrıldı. Gökdelen gibi bir pasta olmasın diye de bir katını derin dondurucuya ayırıp beş kat yaptım.


Alelacele yapılmış bir pandispanya olduğu için yumurta beyazları tam karışmamıştı. Zaten normalde bile az da olsa beyazlıklar kalıyor ama sanki bu defa biraz daha fazla kalmıştı ama merak etmeyin tadına hiçbir etkisi olmuyor bu durumun.


Şekerli suya hazırladığım şurupla, kremayı koymadan önce her katı ıslattım. Paketin üzerindeki tarife göre, ama yağ eklemeden kremayı hazırladım. İlk kata krema üzerine de kalan böğürtlenleri koydum.


İkinci katın üzerine tekrar krema ve muz dilimleri üç,dört aynı şekilde...


Bütün katlar bittikten sonra kalan kemayı pastanın yanlarına sıvadım. Krema biraz az geldiği için çok güzel sıvayamadım, ben de yağlı kağıdın üzerine benmari erittiğim çikolatayı ince olarak sürdüm. Buzdolabında sertleşinceye kadar  beklettim. Sonra onları kırarak pastanın kenarlarına yapıştırdım. Daha doğrusu şu, yağlı kağıda yayılmış çikolatam da vardı. Tv programlarındaki yemek tariflerine benzedi bu, herşey hazır:)) Gene meyveli pastanın çikolatalı bandından artan çikolatayı yağlı kağıda sürüp kaldırmıştım, onu kullandım. Alın size bir artık daha... Siz çikolata rendeleyebilirsiniz.


Üstüne de gene süt kreması ve krem şantiden oluşan kalan kremayı kullandım. İki kaşık kadar ayırıp gıda boyasıyla Zeynep için pembe yaptım. Ama gıda boyası kremayı sulandırdığı için pembe kremayı da aynı beyazlar gibi yıldız ucla sıkmış olduğum halde, akıp böyle bir görüntü oluşturdu ama bence çok güzel oldu, sizce??


Aralarına da yaprak şekli veren duylarla yaprak benzeri şekiller çıkardım. Arjantin şekeri ve pirinç patlaklarıyla son dokunuşları yapıp şeker hamurundan elimde olan süslerle de son süslemeleri yaptım. Pöfff...Umarım anlatabilmişimdir. Alnımın terini bi sileyim artık...